Moda tasarımı, sadece giyim kuşam değil, aynı zamanda bir iletişim aracıdır. Moda tasarımı, bireylerin ve toplulukların değerlerini, inançlarını, tutumlarını ve ideallerini yansıtan bir görsel dildir. Moda tasarımı, hem bireysel hem de kolektif bir ideolojik ifade biçimi olarak tanımlanabilir. İdeolojik ifade, bir bireyin veya bir grubun dünya görüşünü, siyasi eğilimlerini, toplumsal konumlarını veya kültürel kimliklerini ortaya koyan bir söylem veya eylemdir.

"Çeşitli şekillerde giydirilmiş balmumu mankenlerini içeren mağaza vitrinleri sadece estetik bir kalıntıdır. Çağdaş giyim 'hareket halinde' görülmelidir. Bağlamından koparıldığında anlam ifade etmez, tıpkı herhangi bir makinenin fonksiyonel bağlamından koparıldığında saçma görünmesi gibi." (Stepanova, V., 1923)

Toplumlar genellikle radikal farklılıklara yer vermeden, insanları tek bir algıya yönlendirecek şekilde oluşturulur. Spenanova'nın ve benzer düşünen sanatçıların çoğunun işaret ettiği gibi, giysiler de bu algıları yönlendiren bir olgu olmuştur. Kimi zaman özgürleştirici kimi zaman kısıtlayıcı olan moda ve giyim kuralları tarihte birçok ideolojik ifadeyi yansıtmak için kullanılmıştır. Buradaki ideolojik kavram algısı niyetler, kişisel tercihler, siyasi-kültürel bağlılıklar ve bireyselliğin yansımasından oluşur.

Osman Nemli'nin dediği gibi, "Moda, tüm niyet ve amaçlar için, tam olarak kişinin niyet ve amaçlarının ifadesi gibi görünüyor". [1]

Tarihte, çeşitli hareketlerin ve ideolojik iklimlerin sanatsal özlemlerine elbisenin dahil olduğunu görebileceğimiz birçok örnek vardır. Örneğin Romantizm ve 19. yüzyılın sonunda İngiliz modasının sadeliği ile sanat formunun ticarileştirilmesine karşı çıkan sanat ve zanaat hareketi (Edwards, Tim; 2011).

Althusser'e göre ideoloji, insanları doğrudan manipüle eden bir şey değil, onların öznelliklerinin yaratılmasından sorumludur. (aynı, 2019) Bu nedenle “kaçmak” zor bir iş ama aynı zamanda moda gibi unsurları kullanmak onu uygulamada bu kadar başarılı olacaktır. [2]

Sans-Culottes

Fransız Devrimi sırasında sans-culottes adlı devrimciler pantolon giyerek aristokratların giydiği dizlikli çorapları reddetmiş ve böylece eşitlikçi bir ideolojiyi desteklemişlerdir. Sans-culottes, “pantolonsuz” anlamına gelen bir terimdir ve devrimin alt sınıflarını temsil eder. Sans-culottes, devrimin en radikal ve şiddetli eylemlerine katılmış, giyim tarzlarıyla da sınıf farklılıklarına karşı çıkmışlardır.

Sans-culottes, genellikle işçiler, zanaatkarlar, küçük tüccarlar ve köylülerden oluşurdu. Onlar için pantolon, pratik ve rahat bir giysi olmanın yanı sıra, aristokratlara karşı bir başkaldırı sembolüydü. Aristokratlar, dizlikli çoraplarla birlikte dar kesimli ceketler, yelekler ve yüksek topuklu ayakkabılar giyerlerdi. Bu giysiler, onların zenginliklerini, statülerini ve ayrıcalıklarını gösterirken, aynı zamanda onları halktan uzaklaştırırdı.

Idealized *sans-culotte* by Louis-Léopold Boilly (1761–1845)Idealized sans-culotte by Louis-Léopold Boilly (1761–1845)

Untitled

Sans-culottes, pantolonlarının yanında bol kesimli gömlekler, kısa ceketler, kırmızı şapka ve üç renkli kokartlar da giyerlerdi. Kırmızı şapka, Roma Cumhuriyeti’ndeki özgür vatandaşların giydiği pileus adlı şapkadan esinlenmişti. Üç renkli kokart ise Fransız bayrağının renklerini taşıyordu. Bu aksesuarlar, sans-culottes’un cumhuriyetçi ve milliyetçi değerlerini vurguluyordu.

Sans-culottes’un pantolon giymesi, Fransız Devrimi’nin önemli bir kültürel ve siyasi yönünü ortaya koyuyordu. Pantolon, devrimin eşitlikçi ruhunu simgeliyor, sınıf ayrımını ortadan kaldırıyor ve halkın gücünü gösteriyordu. Pantolon, sans-culottes’un devrimci kimliğinin bir parçası haline gelmişti…

Giorgio Armani: Kadınların İş Dünyasında Gücünü Gösteren Tasarımcı

Giorgio Armani, 20. yüzyılın en etkili moda tasarımcılarından biridir. Özellikle 1980’lerde kadınlar için tasarladığı takım elbiselerle, kadınların iş dünyasında erkeklerle eşit olduğunu gösteren bir ideolojiyi desteklemiştir.

Armani, 1975 yılında kendi markasını kurduktan sonra, kadın modasında devrim yaratan tasarımlara imza attı. Kadınlar için takım elbise tasarlamaya başlayan Armani, klasik erkek kıyafetlerini yumuşak ve zarif bir şekilde yeniden yorumladı. Armani’nin takım elbiseleri, kadınların vücut hatlarını vurgulamak yerine, onlara rahatlık ve özgürlük sağladı. Ayrıca, Armani’nin takım elbiseleri, kadınların iş hayatında profesyonel ve güçlü bir imaj yaratmalarına yardımcı oldu.

1975 - İlk Giorgio Armani Hazır Giyim koleksiyonları tanıtıldı 1975 - İlk Giorgio Armani Hazır Giyim koleksiyonları tanıtıldı

Armani’nin kadınlar için takım elbise tasarlaması, 1980’lerde kadın hareketinin de bir yansımasıydı. Bu dönemde, kadınlar iş dünyasında daha fazla yer almaya ve erkeklerle eşit haklara sahip olmaya başladılar. Armani’nin takım elbiseleri, kadınların bu değişime uyum sağlamalarına ve kendilerine güven duymalarına katkıda bulundu.

Takım elbiseleri, günümüzde de moda dünyasının ikonik parçalarından biri olarak kabul edilmektedir. Kadınların iş dünyasında gücünü gösteren tasarımcı olarak anılmasının en önemli nedenidir.

1978 - Giorgio Armani, "Annie Hall" filmindeki performansıyla Başrolde En İyi Kadın Oyuncu Akademi Ödülü'nü kazanan Diane Keaton'ı giydirdi 1978 - Giorgio Armani, "Annie Hall" filmindeki performansıyla Başrolde En İyi Kadın Oyuncu Akademi Ödülü'nü kazanan Diane Keaton'ı giydirdi

Charlie Parfüm ve Feminizm

“1970’lerin başlarında hem reklamlar hem de popüler kadın dergilerinin editör metinleri, feminizmi yeni bir tüketim formu olarak yeniden tanımlama kararına varmışlardı. İronik biçimde moda endüstrisi bile feminist hareketi yeni giyim tarzlarını tanıtmak üzere kullandı” (Craig 2003: 20-21). [3]

Toplumdaki cinsiyete yönelik dönüşümü ve feminizmin etkilerini fark ederek reklamlarında somutlaştıran kozmetik markası Revlon şirketi ve Charlie parfümü olmuştur.

Giyinme tarzı yeni konumuna göre şekillenen kadın temsili, tıpkı yeni kadının imzası niteliğinde yeni bir parfümle uzun yıllar boyunca bu markaya ait reklamlarda yer almıştır. “1973 yılından 1988 yılına kadar, uzun, özgüvenli, erkeğe üstün olan, çalışan kadınları gösteren Revlon’un Charlie parfümünün reklamları, güç ve otorite konumlarındaki kadınların reklam imgelerini örneklemiştir” (Junger 2002: 412)

Charlie Parfüm reklam afişi

Dönemin feminist beklentilerine uygun olan ve Charlie yazısının altında yer alan parfüm flokanı da ; düz ve sade bir tasarımla yer almıştır. Geleneksel kadına yönelik parfüm flokanlarında bulunan aşırı kadınsı çizgiler bulunmamakta; flokan, reklamın görsel tasarımdaki kadını tamamlayan bir ciddiyet ve ağırbaşlılık taşımaktadır. Aynı marka güç sembolü olarak kendine güvenen ve emin adımlarla yürüyen, pantolonlu takım elbiseler giyen kadınların bulunduğu reklamlarda da yer almıştır. Kadının bu yeni temsiline uygun görsel tasarımlar moda dergilerinde hızlı bir gelişim göstermiş ve parfüm reklamlarındaki kadın temsilleri içinde özgürleşimci bir kategori olarak yer edinmiştir.

Charlie Kadın Parfümü Afişi

Punk Modası

Punk modası, punk kültürünün kıyafetleri, saç stilleri, kozmetik ürünleri, takıları ve vücut modifikasyonlarıdır. Vivienne Westwood tasarımlarından The Exploited gibi gruplarda modellenen stillere ve Kuzey Amerika hardcoreunun şık görünümüne kadar geniş bir yelpazede çeşitlilik gösterir. Amacı geleneksel kalıplar içinde yaşayan topluma karşı algıyı bozmaya yönelik bir protestodur.

Birçok insan kendini ifade etmenin bir yolu olarak Punk kültüründe kıyafetleri kullanır.

Punk Modası

1970’lerde ortaya çıkan Punk giyim tarzı asi stili simgeler ve cool görünüm esas alınarak metal aksesuarlar, deri ceketler, zincirler erkeksi görünümle öne çıkar. Siyah kısa saçların ve koyu makyajın imzası ile cesur bir tarz oluşturan Punk, toplumla ve diğer alt kültürlerle olan uyumsuzluğu yansıtıyordu. Futurist akımı tarzın oluşmasında etkili olmuştur…

Untitled

Vivienne Westwood’ın Propaganda Koleksiyonu ve Irak Savaşı’na Karşı Duruşu

Vivienne Westwood bir İngiliz moda tasarımcısı ve punk kültürünün öncülerinden biridir. Westwood, modayı yalnızca estetik bir araç olarak değil, aynı zamanda politik ve sosyal mesajları iletmek için de kullandı.

2003 yılında, ABD ve müttefiklerinin Irak’ı işgal etmesine karşı çıkan bir koleksiyon sunmuştur. Koleksiyonun sloganı olan “Propaganda” yazılı tişörtler, savaş karşıtı bir ideolojiyi desteklemektedir. Westwood, bu tişörtleri giyenleri “barış elçileri” olarak tanımlamıştır.

Propaganda Tişörtü - Westwood

Westwood, koleksiyonunu şöyle açıklamıştır: “Propaganda koleksiyonu, savaşın yarattığı acı ve yıkımı göstermek için tasarlandı. Savaşın arkasındaki gerçek nedenleri sorgulamak ve insanları bilinçlendirmek istedim. Moda, insanların düşünmesini sağlayan güçlü bir iletişim aracıdır.”

Westwood’ın koleksiyonu, moda tarihinin en cesur ve en politik koleksiyonlarından biri olarak kabul edilmektedir. Westwood, sadece modayla değil, aynı zamanda aktivizmle de ilgilenen bir tasarımcı olarak anılmaktadır.

Vivienne Westwood, Greenpeace'in Kuzey Kutbu'nu Kurtar kampanyası Vivienne Westwood, Greenpeace'in Kuzey Kutbu'nu Kurtar kampanyası

Pyer Moss - Black Lives Matter

Pyer Moss'un 2015 İlkbahar/Yaz moda şovunda, markanın arkasındaki sanatçı ve tasarımcı Kerby Jean-Raymond, siyahi erkeklere ve kadınlara karşı devlet tarafından uygulanan şiddete dikkat çekmek için podyumu kullandı.

Pyer Moss, Amerikalı moda tasarımcısı Kerby Jean-Raymond tarafından kurulan bir moda markasıdır. Marka, 2013 yılında New York'ta kurulmuş olup özellikle sosyal adalet ve ırkçılık konularını ele alarak öne çıkmıştır. 2018 yılında Pyer Moss'un "American, Also" adlı bir defile düzenlemesi büyük ilgi toplamış ve Black Lives Matter hareketi hakkında bir mesaj iletmek amacıyla tasarlanmıştır.

Pyer Moss - Black Lives Matter

Black Lives Matter (BLM), siyahi insanların yaşamlarının değerini vurgulayan ve polis şiddetiyle mücadele eden bir harekettir. Hareket, 2013 yılında George Zimmerman'ın Trayvon Martin'i öldürmesiyle başlamıştır, ancak daha sonra polis şiddetine ve sistematik ırkçılığa karşı daha geniş bir mücadele haline gelmiştir.

Pyer Moss'un 2018 defilesi, siyahi kültürün ve deneyimlerinin Amerikan tarihindeki rolüne odaklanıyordu. Defilede, Afrika kökenli Amerikalıların tarihteki katkılarına atıfta bulunuldu ve aynı zamanda siyahi topluluğun karşılaştığı zorluklara dikkat çekildi. Defilede kullanılan kıyafetlerde ve sahne tasarımlarında siyah kültürün ve aktivizmin sembolleri vardı. Ayrıca, defilenin soundtrack'i olarak siyahi müzik icra eden bir gospel korosu yer aldı.

Pyer Moss'un defilesi, moda dünyasında büyük bir etki yarattı ve Black Lives Matter hareketine olan destek ve farkındalığı artırdı. Kerby Jean-Raymond, moda endüstrisinde sosyal adalet ve çeşitlilik konularını ele almaya devam etmiş ve markası Pyer Moss'un bu değerleri temsil etmesine öncülük etmiştir.

Black Lives Matter Pyer Moss'ta 40 kişilik bir gospel korosu koleksiyonu podyumda seslendirdi. The New York Times için Landon Nordeman [4]

Sponsorlarımız

👑 Vezir Sponsorları:
♟ Piyon Sponsorları:
Sponsorumuz Olun ↗

Bu makale tarihinde Piyon Dergi Sayı: 06 altında Berrak Keçeli , Atahan Göktürk Güner tarafından yazılmıştır. Sayının devamını aşağı kaydırararak okuyabilirsiniz. Üst menüden diğer sayılarımızı okuyabilir, buraya tıklayarak anasayfaya dönebilir veya alt bölümdeki formu doldurarak dergimize abone olabilirsiniz.

Paylaş:

Piyon Mailde İllustrasyon
Dergimize Abone Olun
Yeni Sayıları Mailinize Gönderelim

Ücretsizdir.